Bu Makale Yıldıray Baştürk hakkında. 24 Aralık 1978 Herne Almanya doğumlu Türk millî profesyonel futbolcudur. Futbola öteki Türk futbolcular Hamit Altıntop birde Halil Altıntop gibi 1996 senesinde SG Wattenscheid 09da başlamıştır. Daha fazlasını okumak için NextBahis sitesini takip etmeye devam edin.
Yıldıray Baştürk Kişisel bilgileri
Doğum tarihi | 24 Aralık 1978 (43 yaşında) |
Doğum yeri | Herne, Almanya |
Boyu | 1,68 m (5 ft 6 in) |
pozisyon | Oyun Kurucu |
Yıldıray Baştürk
24 Aralık 1978 Herne Almanya doğumlu Türk millî profesyonel futbolcudur.
Kulüp yaşamı:
Futbola öteki Türk futbolcular Hamit Altıntop birde Halil Altıntop gibi 1996 senesinde SG Wattenscheid 09da başlamıştır.
VfL Bochum
1997’de Bundesliga ekiplerinden VfL Bochum’a geçiş yapmıştır. 8 Ağustos 1997’de MSV Duisburg önünde evvel defa ekibe alınan futbolcu, 78. dakikada Norbert Hofmann’ın yerine oyuna dahil olarak evvel müsabakasına çıktı.
İlk senesinde 17 müsabakaya çıkan futbolcu, Schalke 04’ü 3-0 yendikleri müsabakada evvel golünü de kaydetti. UEFA Kupası kadrosuna da dahil edilen futbolcu, Trabzonspor ile oynanan 1. tur müsabakalarında ekibe alınsa da gömlek terletemedi. İkinci turda ise FC Brügge ile oynanan evvel müsabakada son dört dakika gömlek şansı buldu.
İkinci senesinde Bochum ekibinde daha fazla gömlek şansı bulmaya başladı. 28 müsabakada gömlek şansı bulup, senesi yine FC Schalke 04’e attığı tek golle kapattı. Ancak Bochum ekibi sene sonunda küme düştü.
Kariyerinde evvel defa 2. Bundesligada gömlek terleten futbolcu, attığı 7 golle iyi 1 performans gösterdi birde Bochum’un lig ikincisi olarak tekrar Bundesliga’ya dönmesindeki en önemli etkenlerden oldu. Ayrıca
Almanya Kupası’nda çeyrek finale kadar çıkmayı başarırlarken Baştürk 4 müsabakada 4 gol atmıştı. 2000-01 senesinde ise 1 defa daha Almanya Kupası’nda çeyrek final görse de, Bundesliga’ya 2. defa veda etti.
Yıldıray Baştürk Bayer Leverkusen
Bochumda çok iyi 1 performans sergileyen Yıldıray 2001 senesinde Bayer 04 Leverkusen’e geçiş yaptı. Takımın antrenörlüğünü Baştürk’ü Bochumda profesyonel futbola kazandıran Klaus Toppmöller yapıyordu.
Toppmöller’in sisteminde Baştürk önemli 1 yer tutuyordu. Baştürk, evvel müsabakasına 1 Ligapokal müsabakası olmakta bulunan Hertha Berlin müsabakasında evvel 11’de çıktı. Ligin evvel haftasında da sahaya evvel 11’de çıkıyordu. Leverkusen, seneye çok iyi 1 başlangıç yapmıştı. 13. haftada liderliği ele geçirirken, UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı başardı.
25 Eylül 2001’de FC Barcelona ile oynanan grup müsabakasında evvel Avrupa golünü kaydetti. Nisan ayının sonunda ligde liderliğini sürdürürken, Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale, Almanya Kupası’nda ise finale kalmışlardı. Ancak 33. hafta 1. FC Nürnberg’e 1-0 yenilen ekip 2. sıraya düştü birde son hafta Hertha Berlin’i 2-1 yenseler de birinciliği kazanamadılar.
11 Mayıs’ta FC Schalke 04 ile Almanya Kupası finalinde karşılaştılar. Baştürk’ün 90 dakika gömlek terlettiği müsabakası 4-2 kaybedip, kupayı da kaybettiler. Ancak Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Manchester United’ı 2-2 birde 1-1’lik skorlarla geride bırakıp finale kaldılar. Baştürk, 3 golün ikisinin asistini yapmıştı.
15 Mayıs 2002’de Real Madrid ile oynanan finalde Baştürk sahaya evvel 11’e çıktı. Böylece Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan evvel Türk futbolcu unvanını aldı. Ancak bu müsabakası da kaybedip, 3 kulvarda finale kaldıkları senesi kupasız kapattılar.
Bir önceki senenin aksine, 2002-03 senesi Leverkusen için kötü 1 sene oldu. Almanya Kupası’nda yarı finale çıktılar. Doğrudan katıldıkları Şampiyonlar Ligi’nde 2. gruplara kalsalar da 2. turda galibiyet alamadılar.
Baştürk ise 11 müsabakada gömlek terletip, sadece 1 asist yapabildi. Ligde ise geçen sene son hafta birinciliği kovalarken, bu sene kümede kalma müsabakasına çıktılar.
Leverkusen, 1. FC Nürnberg’i 1-0 yenerek kümede kalırken, golü kaydeden isim Baştürk’tü. Sonraki sene fazla gömlek şansı bulamadı. İlk müsabakasına altıncı hafta çıkabilen Baştürk, FC Bayern München önünde 3-3’lük beraberliği sağlayan isim oluyordu. Baştürk’ün 17 müsabaka gömlek terletebildiği sene sonunda Leverkusen, lig üçüncüsü oldu.
Yıldıray Baştürk Hertha Berlin
2004 Temmuz’unda 1 diğer Alman devi Hertha Berlin Berlin’e geçmiştir. 25 müsabakada attığı 7 golle kulübün en golcü isimlerinden olmakta bulunan Baştürk, Berlin ile evvel senesinde lig dördüncüsü oldu.
Sonraki sene uzun 1 aradan ileri 1 zamanda Avrupa kupalarında oynama şansını buldu. Ligde ise 27 müsabakada 6 gol atarak kulübün etkili isimlerinden biri oldu.
2006-07 senesi sakatlıklarla boğuştuğu 1 sene oldu. UEFA Intertoto Kupası’ndan UEFA Kupası’na geçmeyi başarırlarken, FK Moskova’yı 2-0 yendikleri müsabakada 1 gol kaydetti. Ligde ise sadece 19 defa gömlek terletti.
Yıldıray Baştürk VfB Stuttgart
2007-2008 senesi başında ise önceki senenin Almanya şampiyonu VfB Stuttgart’a geçiş yapmıştır. Stuttgart’ta evvel müsabakasına UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarında çıktı. Ancak gruplarda sadece 1 galibiyet alabildiler.
Baştürk, özellikle senenin 2. yarısında Stuttgart’ın en önemli isimlerinden biri oldu. 2008-09 senesinde UEFA Intertoto Kupası’ndan UEFA Kupası’na çıkmayı başardılar.
Ancak Eylül başında geçirdiği sakatlık nedeniyle 4 ay sahalardan uzak kaldı. Sakatlıktan döndükten ileri 1 zamanda Bayern München ile biri lig biri kupa olmak üzere 2 müsabakaya çıktı ancak sonrasında 1 daha sakatlık geçirerek senesi kapattı.
Sonraki sene Stuttgart, UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarında mücadele etme muvaffakiyeti gösterse de Baştürk, sakatlığından dolayı gömlek terletemedi.
Ligde 2. hafta müsabakasında Borussia Mönchengladbach önünde son 10 dakika sahaya sürülse de bu müsabaka haricinde gömlek şansı bulamadı birde devre dahilinde Stuttgart ile yollarını ayırdı.
Yıldıray Baştürk Blackburn Rovers
2009-2010 sezonunun devre dahilinde Blackburn Rovers’a geçiş yapmıştır. İlk olarak Blackburn Rovers’ın rezerv kulübüyle müsabakalara çıkan Baştürk, Mart ayında evvel defa ekibe alınsa da gömlek şansı bulamadı. 24 Nisan 2010da Wolverhampton Wanderers önünde evvel müsabakasına çıktı.
Sahaya evvel 11’de sürülen futbolcu, devre dahilinde oyundan alındı. Bu müsabaka, Yıldıray Baştürk’ün Premier Lig’deki birde Blackburn Rovers’taki evvel birde son müsabakası oldu. sene sonunda Blackburn Rovers tarafından kontratı uzatılmayan Baştürk futbolu bırakmıştır.
Yıldıray Baştürk Millî ekip yaşamı
Yıldıray, millî kulübünün gömleğini evvel kere 21 Ocak 1998 tarihinde Arnavutluk ile oynanan hazırlık müsabakasında terletti. Millî takımla evvel golünü ise 2002 FIFA Dünya Kupası play off müsabakasında Avusturya’ya karşı atmıştır.
Türkiye’nin 2002 FIFA Dünya Kupası birde 2003 FIFA Konfederasyonlar Kupası kadrolarında da yer alan Yıldıray 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın 26 kişilik ekibinde yer almış ancak kadronun 23’e düşürülmesiyle Halil Altıntop birde İbrahim Kaş ile beraber kadrodan çıkarılmıştır.
Bu olay üstüne Yıldıray, ‘Eğer 2008’e gitseydim hem dünya hem de Avrupa Şampiyonası’nda oynamış nadir oyunculardan biri olurdum. Şampiyonlar Ligi finali oynayan evvel Türk oyuncuydum.
Bütün sene ona hazırlandım. Eleme müsabakalarında da 18’deydim. Ama gidememek çok koca hayal kırıklığı oldu. O olaydan ileri 1 zamanda 3 gün ağladım.’ Ve Fatih Terim millî kulübün başında bulunduğu sürece 1 daha millî ekip gömleğini terletemeyeceğini açıklamıştır.
Türkiye Olimpik Millî Futbol Takımı ile 1997 senesinde oynanan Akdeniz Oyunları katıldı birde final müsabakasında İtalya Olimpik Millî Futbol Takımı’na yenilerek ikincilik kazanan kadroda bulundu.
2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olmakta bulunan Türkiye’nin 10 numarası Yıldıray Baştürk, Ajansspor’a açıklamalarda bulundu.
Baştürk’ün sorulara verdiği yanıtlar
-Çocukluk senelerın nasıldı? Gurbetçi 1 ailede yetişmek zor muydu?
Zonguldaklı madenci 1 atanın çocuğuydum. Atam Almanya’ya madenci olarak çalışmaya geldi. Her gurbetçi gibi biraz para kazanıp Türkiye’ye dönecekti. 7 kardeştik. Benden küçük 1 kız kardeşim var. Diğerleri benden koca abi birde ablalarım. Atam madenci olduğu için kısıtlı imkanlarla büyüdük. 3-4 kardeş 1 odadaydık. Lüks hayat yaşamadık. Ama dolu dolu günlerimiz oldu. “Kafeslerde top oynuyorduk”
-Futbola merakın hangi zaman başladı?
Abilerim sokak aralarında futbol oynuyordu. Küçük dar alanda kafes diye tabir edilen sert zeminde top oynuyorlardı.
Etrafı tel örgülerle çevriliydi.
Ben de onlara katılıyordum. Orada oynarken 7 yaşında keşfedildim. Tesadüfen beni 1 ekip yetkilisi görmüş. Daha ileri 1 zamanda ertesi gün atamla beni kulübe davet ettiler. Atam karşı çıktı. ‘Futbol masraflı’ dedi.
‘Krampon, malzeme falan pahalı şeyler’ dedi. Okula odaklanmamı istiyordu. Fakat abilerim onu 1 şekilde ikna etti, doğduğum 1 köy kulübünde amatör olarak futbola başladım.
İki sene ileri 1 zamanda SG Wattenscheid 09’un alt yapısına transfer oldum. Bizim köy kulübü onları yenince ertesi sene beni aldılar. “Sağım etkiliydi lakin solum da iyiydi”
-pozisyon olarak nerde oynuyordun? Hangi ayağın daha etkiliydi?
a çok kaleye yönelik, gol atan orta saha pozisyonundaydım. Sağ ayaklıyım lakin her ikisini de çok iyi kullanıyordum. Sol ayakla da gollerim var.
Şayed de sağ birde sol ayakla attığım goller yarı yarıyadır. “İlk transfer param 500 marktı”
-Futboldan kazandığın evvel parayla ne aldığını hatırlıyor musun?
Evet hatırlıyorum. 15 yaşındaydım. O zaman Wattenscheid altyapısındaydım birde 500 Alman Markı almıştım.
– O parayı atana mı verdin?
Hayır. Atam ‘Bu para sende kalsın, biriktir’ dedi. ‘Kendine 2 sene ileri 1 zamanda araba alırsın’ dedi. Sonra da öyle oldu.
“Topmöller benim için piyangoydu”
-Profesyonelliğe hangi zaman adım attın?
17 yaşına kadar Wattenscheidda oynadım. İlk profesyonel kontratı Bochum’la imzaladım. Hocamız Klaus Toppmöller’di. Benim yıldızımı parlatan teknik adamdı. Beni Wattenscheid’ta izleyip Bochum’a aldırmıştı.
Çok iyi 1 hocaydı. Bu yüzden çok şanslıydım. Gençlere değer veren hocaydı. Benle beraber 4-5 Bochumlu genç oyuncuyu A Takım’a çıkardı. Bana güven veren biriydi. Genç oluşuna karşın formayı tereddütsüz verdi.
“Dar alan için bana tüyolar verdi”
ve …
-Top möller’in hangi yönleri seni etkiledi? Motivasyon yönü üst düzeydeydi. Futbolcuyu iyi tanıyan, her futbolcuya aynı davranmayan, futbolcunun özelliklerine birde karakterine göre davranan hocaydı. Kimden maksimum verim alacağını iyi bilirdi.
Bana yeteneklerimi kullanmam için özgüven aşılardı. Dar alanda nasıl etkili olabileceğim hakkında bana tüyolar verirdi.
“Yeşil saha şirket, ben şeftim”
-Onunla ilgili 1 anın var mı?
Top möller, beni 1 gün yanına çağırdı. ‘Tamam…Futbol 1 ekip oyunudur’ dedi. ‘Ama her futbolcu sahada kendi şirketini yönetir gibi sorumluluk almalı; kendi özelliklerini ön plana çıkarmalı’ dedi. ‘Ona göre saha içinde davranman lazım’ dedi. Bana şöyle oynamalısın deseydi şayed bu kadar çabuk kendimi gösteremezdim.
“Brezilyalı Ronaldo’ya hayrandım”
– İdolün var mıydı?
Brezilyalı Ronaldo’yu çok beğeniyordum. O zamanlar Inter’de oynuyordu.
“Almanlar benim için geç kaldı”
-Milli Takım tercihin nasıl gerçekleşti. Almanlardan teklif almış mıydın, yoksa bizimkiler mi önce davrandı?
Ben 15 yaşında Türk Genç Milli Takımı’nda oynadım. O dönem kural 1 kere ülke kulübü seçtiğinizde orda kalmak zorundaydınız. Şimdiki gibi git gel yapamıyordunuz. Almanlar 17-18 yaşında iken beni almak istediler lakin geç kaldılar. Ben ay-yıldızlı formayı seçmiştim. 50 defa genç milli oldum. En fazla geç ülke ekipte oynayan futbolculardan biriyim.
“Serpil Hamdi Tüzün’ün jenerasyonundanım”
-Seni kim ülke kulübe kazandırdı?
O zaman scoutluk pek gelişmemişti Münih’te Türk oyuncularının gömlek terleteceği 1 turnuva organize edilmişti. Wattenscheid’tan Ahmet Dursun’la beraber turnuvaya katıldık. Trabzonsporlu Necati (Özçağlayan) antrenör bizi seçmişti. Altyapı sorumlusu ise Serpil Hamdi Tüzün’dü. O dönem Genç Milli Takım çok başarılıydı.
“Pis Türkler dedikleri oldu”
-Futbol yaşamınde herhangi 1 ırkçı saldırıya uğradın mı?
Direkt olarak 1 saldırı olmadı. Fakat rakip ekip taraftarlarının ‘Pis Türkler’ dediklerini duyuyorduk. O kaçınılmaz. Ama dediğim gibi kendi dostlarımdan veya ekip içinden böyle 1 şeye maruz kalmadım.
“Sadettin Saran beni Fenerbahçe’ye istedi”
-Senin hakkında hemen her sene 3 koca kulübe transfer olacağınız yazılıp çiziliyordu. Sana Türkiye’den teklif yapan oldu mu?
Açıkçası hepsi beni istiyordu. Sonuçta A Milli Takım oyuncususun. Dönem dönem teklifler geliyordu. 2001-2002’de Leverkusen’de oynarken Fenerbahçe çok istemişti. O zaman Sadettin Saran’la görüşmüştüm. Ama ben Avrupada kalmayı tercih ettim. 2006-2007 Berlin döneminde Galatasaraydan çok arayan vardı. Beşiktaşlı yöneticilerle de görüşmüştüm.
“Türkiye’yi son dönemime bırakmıştım ama…”
-Yani hiç aklından Türkiye’de oynamak geçmedi diyebilir miyiz?
Şayed pekçok futbolcu gibi yaşamımın son dönemlerinde Türkiye’ye giderim diye düşünüyordum. Tıpkı şu an Mesut Özil’in yaptığı gibi. Veya Hamit Altıntop nasıl geldi son döneminde. Öyle 1 sonlandırma vardı aklımda her zaman. Sakatlıklar oldu son dönem. O yüzden o transferi yapamadım. Yoksa Türkiye’de 2-3 sene 4 büyüklerde oynamak isterdim.
“Büyük abim beni Beşiktaşlı yaptı”
-Peki Türkiye’de sempati duyduğun veya çocukken taraftarı olduğun 1 ekip var mı?
Aşırı derece 1 sempatim yoktu fakat Beşiktaşlıydım. En koca abimden dolayı. Çünkü en fazla o benimle ilgileniyordu. Bir şekilde beni Beşiktaşlı yapmıştı. Ama fanatik değildim. Zaten şu an Türkiye Ligi’ni izlemek de pek sağlıklı değil. (Gülerek)
“Süper Lig’i izlemek akıllı işi değil”
-Neden? Süper Lig’i izleme imkanın mı yok?
Hayır o anlamda demedim. İzliyorum fakat herkes hakemlerden, şundan bundan şikayetçi. Her kesimden ağır eleştiriler olduğu için izlemenin 1 anlamı yok. Demek ki hoş olmayan şeyler var ki kimse memnun değil. Hak yeniyorsa futbol oynamaya gerek yok. Sonuçta futbol 1 oyun.
Şampiyonlar Ligi finalinden ileri 1 zamanda Dünya Kupası’na…
-Şimdi gelelim 2002 Dünya Kupası finallerine. O zaman 23 yaşındaydın. Neler hissettin o turnuvada?
22 yaşındaydım. Benle Emre Belözoğlu en genç oyunculardık. Bayer Leverkusen ile Şampiyonlar Ligi finali oynayıp Dünya Kupası’na gitmiştim. Finalde Real Madrid’e 2-1 yenildiğimiz müsabakadan ileri 1 zamanda direkt Kore’ye değil Hong Kong’a uçtum.
Şenol Güneş’ten sadece 60 dakika…
-Bir bakıma turnuvaya katılan en hazır oyuncuydun?
Evet, dediğim gibi Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid’le karşılaşmıştık. Daha önce Barcelona ile oynadık, Inter birde Juventus ile oynadık. Yani ben özgüven depolayarak Dünya Kupası finallerine gittim. İlk müsabakamız Brezilya idi. Bu özgüvenle o müsabakada sahanın en iyilerinden biriydim. Hasan Şaş’a asist yaptım. 60. dakikada Şenol (Güneş) antrenör oyundan aldı lakin yine de iyi 1 müsabaka çıkarmıştım.
“Sergen Yalçın benzeri yetenek yok”
-En iyi yerli 10 numara kim diye sorsam peki? Kendin dahil…
Oğuz Çetin antrenör için de iyi diyorlar. Fakat ben izlemedim kendisini. Benim dönemimde Sergen Yalçın diyebilirim. Çok yetenekliydi. Onun için çalışmayı sevmiyor diyorlardı lakin çalışıyordu da yani.
“Koşmayı sevmezdi lakin hırslıydı”
-Evet, Sergen Yalçın idman yapmayı sevmez derler.
Sevip sevmediğini bilemem lakin idmanlarda gayretliydi. İstediğin kadar yetenekli ol, gayretli değilsen profesyonel olamazsın. Sergen, şayed koşmazdı fakat hırslıydı, azimliydi. Kendisi de diyor. Başkalarından daha fazla çalışsaydım o zaman farklı yerlere giderdim diye.
“Sergen Yalçın, Top möller gibi içi harici bir”
-Sergen Yalçın’ın antrenörlüğünü nasıl buluyorsun?
Sergen hocanın 1 avantajı var. Nasılsa öyle. Yok kıvırayım edeyim yok onda. Futbolcuyken de öyleydi. Düşündüğünü söylüyordu. Yapmacık değildi. İçi birde harici 1 yani. O da futbolcuları olumlu yönde etkiliyor bence. Takım olma yolunda hocanın böyle 1 özelliği çok koca avantaj. Topmöller de öyleydi.
-Fatih Terim tarafından Euro 2008 finallerine götürülmemiştin. Neler yaşandı o süreçte?
Bunu çok anlattım aslında. Biliyorsun elemelerde bazı müsabakalarda oynadım bazılarında sonradan oyuna girdim. Finallere katılmayı hak kazandık. Almanyada Bielefeld’e kampa gireceğimiz gün geldi. O zaman 23 kişi kampa alınıp kadro 20’ye indiriliyordu. Bir hafta kamptaydık. Bochumda hazırlık müsabakası oynadık Paraguay’a karşı. Berabere kaldık. O müsabakada evvel 11’e çıktım. İki gün ileri 1 zamanda da Fatih (Terim) hoca, 3 kişi eleyecekti. 20 kişiyle İsviçre’ye gidecekti.
“Oğuz Çetin birde Metin Tekin yüzüme bakamadı”
-Senin 20 kişilik kadroda olmadığını nasıl öğrendin?
Bir gün odadaki telefonum çaldı. ‘Gel, antrenör seninle görüşecek’ dediler. Ben herhalde taktikle ilgili 1 toplantı yapacak sandım. Toplantı odasına girdim. İçerde yardımcı antrenörler Oğuz Çetin, Metin Tekin birde Fatih Terim vardı.
İçeriye girince anladım. Çünkü Oğuz birde Metin antrenör yere bakıyordu. Ben de sıkıntı olduğunu hissettim.
Fatih Terim’in karşısına oturdum. Bana ‘Çok düşündüm. Hatta bu akşam uyuyamadım. Ama seni finallerde evvel 11’de oynatmayı düşünmüyorum’ dedi. Tabii olabilir. Hocanın tercihi sonuçta. ‘Fakat kulübede oturursan çok üzüleceksin’ dedi. Şayed kendisi bu dediklerini hatırlamıyor lakin bana bunları söyledi. Kelimeler böyleydi.”
Yıldıray Baştürk fotoğrafları
BİZİM SİZE ÖNEREBİLECEĞİMİZ BAHİS SİTESİ 1XBET !
1xbet Giriş Adresi
Site Adı: 1xbet
Site dili: Türkçe
Mobil uygulama: Evet (Android & Ios)
Hoş Geldin Bonusu: Evet var
Sitedeki giriş ve kayıt adresi: https://affpa.top/L?tag=d_1394151m_97c_&site=1394151&ad=97&r=tr/registration
✅Uluslararası lisansa sahip
✅15 yaşından büyükler için bahis yapılmasına izin verilir
✅Sitedeki yüksek katsayılar ve oranlar, 1xBet sitesinin popülerliklerinden biridir.
✅Para yatırma ve çekme için birçok bağlantı noktasına sahiptir
✅Ödüllerin hesaba 10 dakikadan kısa sürede yatırılması
✅kendine Özel Android ve iOS uygulaması
✅7/24 Online destek
✅Cazip piyangolar ve özel ödüllü teklifler
✅İtalya Serie A ve FC Barcelona’nın resmi sponsoru
Sıkça Sorulan Sorular
Yıldıray Baştürk 45 yaşindadir.
Herne, Almanya da dunyaya gelmiştir.